Türkçe'nin ek-eylemlerde kilitlenişi
Ve ek-eylemlerin ölümcül olabileceği.
Bazı satırarası hüzünlerinden hiçbir derste bahsedilmez mesela.
Ve gecenin üçünde ağlayan olmak istemediğini düşündüğün her gece,
Gecenin üçünde gözlerin yanarken bulursun kendini.
"Öyle" olmaması gereken her şey tam da "öyle" olmuştur çünkü.
Dolunayın ışığının bile ulaşmadığı bazı geceler vardır.
Ölüm sonrası ve satırarası.
Soyut kaldığın geceler olur.
Bir türlü kendini sığdıramadığın zamanlar.
Hani tüm alfabeyi eğip büksen de girmez ya bir kalıba.
Hani sen tüm kelimelerinin boynuna ilmek geçirsen de varmaz ya bir yerlere.
Görünmez camekanlarda dağılır ve düşer ayaklarının dibine.
Yumruklamak istesen de o camekanları bir işe yaramaz.
Çünkü sen koymamışsındır onları oldukları yere.
Oraya ait bile değillerdir oysa.
Ya da ait olmayan sensindir de bir türlü kabullenemezsin ya,
İşte tam da öyle.
"İki uçlu duygudurum" bokluklarının arasında
En olmayacak yerde çivili kalmışsındır ya.
Hani tüm dünya soyuttur,
Ya da soyut olan sensindir aslında.
Neden bahsettiğini bile bilmezsin bazen
Ama bileklerine kazılı kelimeler hep oradadır.
Hep orada aynı damarı kanatır.
Çünkü bazen tüm geceler birlik olmuş gibi abanır damarlarına.
Yapabileceğin tek şeyse yine gecenin üçünde ek-eylemlerle boğuşmaktır.
Yarım kalan şiirleri temizle bileklerinden.
Çünkü yapabileceğin tek şey bu...

.
YanıtlaSil